Hint edebiyatının özgün ve cüretkâr yazarlarından olan Namita Gokhale kısmen gerçekdışılığa kısmen de erotik romantizme uzanarak kadının varoluş mücadelesini edebi bir zeminde ele alıyor. Birbirinden ayrışabildiği gibi birbiri içinde çözünebilen anlatısıyla “Gölgeler Kitabı” modern edebiyatın yetkin bir örneğini sergiliyor. Bitiya, Delhi’de yaşayan genç bir öğretim görevlisidir. Güzelliği uğradığı bir asit saldırısıyla mahvolur. Derin bir yalnızlık içerisindeyken Himalayalar’ın eteklerindeki çocukluk evine ...
Detayı İnceleTanrı’nın Karısı, tanrısallıkla dünyevilik arasında bir aşk hikâyesini konu ediniyor. Amanda Michalopoulou bu romanıyla okura güç, hükmetme, gerçeklik ve inanç konularına dair çarpıcı bir edebi manifesto sunuyor. İsimsiz bir kadın anlatıcı tarafından yazılan metin, inancın doğası üzerine felsefi bir inceleme olmasının yanı sıra kurgunun ve yaratıcılığın sınırlarını zorlayan özgün bir deneme. Fazlalıktan arındırılmış cümleleri ve kışkırtıcı konusuyla modern dünya edebiyatının ustaca yazılmış parlak bir ...
Detayı İnceleİzlenimci resmin büyük isimlerinden Paul Gauguin'in kaleminden notlar… Yaşam mücadelesi, sanat, edebiyat, doğa, aşk, cinsellik, sevgi, öfke… Gauguin, defterinin başına oturmuş ve içinden geçenleri, anılarıyla besleyerek yazmış. "Öte yandan bu bir kitap değil, daha çok, bir gevezelik," diye üstüne basa basa belirtse de, ortaya elden bırakılamayacak denli çekici bir kitap çıkmış. "Çok yakında Markizliler hindistancevizi ağacına tırmanamaz, karınlarını doyurdukları yabani muzları toplamak için dağlara çıkamaz ...
Detayı İncele"Tek sevdikleri ve bakmaya dayanamadıkları Swanly’di. Swanly artık çocukluklarının parlak gölgesi değildi. Kusursuz denebilecek mahiyete sahip o çocuktan eser yoktu. Güzelliğinden geriye kalan viranede gezinen bu hayalet, o narin ve temiz çocuk olamazdı. Tuhaf bir güzelliği vardı. Diğerlerine önce biraz ıstırap, ardından sonsuz bir nezaketle birlikte hüzün de getiren bir güzellikti bu." Barry Hannah, sadece fiziksel değil psikolojik yalnızlığın da öykülerini anlatıyor. Keyifle okuyacağınız Yalnızlık Makamı, ...
Detayı İnceleDaha önce "Kafka Paris’te" adlı romanını yayınladığımız Xavier Mauméjean, bu kez Sigmund Freud’un “karıştığı” bir polisiye vaka ile karşımıza çıkıyor. Ünlü ruhbilimci, varlıklı bir ailenin davetlisi olarak Amerika’ya gelir ve son derece güç bir kayıp vakasını çözmeye koyulur. Eğlenceli, akıcı, edebi, psikolojik değeri yüksek bir roman, "Sahte Yüzler Topluluğu".
Detayı İnceleCícero hiçbir şey olmamış gibi sakin sakin pedal çeviriyordu. Júlio adamın kanlar içindeki başıyla önüne yığıldığı andaki görüntüsünü kafasından bir türlü çıkaramıyordu. Amcası fevkalade sakindi. Bir insanın canını aldıktan sonra nasıl bu kadar sakin kalabiliyordu? Klester Cavalcanti, gerçek bir yaşamdan yola çıkarak kaleme aldığı bu belgesel romanında, Brezilya’nın iç yüzüne, dehşet verici bir ölüm ve kan dünyasına götürüyor okuru... “Meslek” yaşamı boyunca beş yüze yakın insanı öldüren Júlio’nun ...
Detayı İnceleArtık bir şey yapmam için bir neden olmadığına göre, bir şey yapmamam için de bir neden yoktu. Değer yargılarını ve sonuçları düşünemeyecek kadar zom ve mutluydum. Sadece ve sadece dürtülerimle ve arzularımla alakadar olmak istiyordum... Elia Kazan’ın bu unutulmaz romanı konforlu hayatların iç dünyasına, zenginliğin ve kurumsallığın saçmalığına ve çağdaş iş yaşamının nasıl bir hapishane olduğuna yöneltilmiş bir hançer adeta. Romanın kahramanı Eddie, Türkiye’den Amerika’ya göç etmiş Yunan kökenli bir ailenin ...
Detayı İncele"Kendime, neden yaşadığımı değil, neden yaşamış olduğumu sordum. Büyük ihtimalle beklemekten ötürü, dedim ve hâlâ bir şeyi bekleyip beklemediğimi anlamak istedim. Sanırım öyleydi." 18. yüzyıl’ın sonlarında Paraguay. İspanya Krallığı’nın temsilcisi Diego de Zama’nın uzun bekleyişi... Belki hiç gelmeyecek bir gemi, bir terfi mektubu ve uzaklarda kalmış aile... Yayınlandığı 1956 yılından bu yana İspanyolca yazılmış en güzel romanlardan biri olarak kabul edilen Zama, sonunda Türkçede. Di Benedetto, bir şeyi ...
Detayı İnceleRomansal dönüşüm her zaman daha önceki bir yapıttan vazgeçer, onu sıradan bulur, ama yeniden ele alınabileceğini, üstünde çalışılabileceğini düşünür. Edebiyat düşüncesi alanında 20. yüzyıl’ın önde gelen adlarından biri olan René Girard, bu kitabında bir araya getirilen denemelerinde sanatın dönüşümünü, edebiyatın anlam alanının genişlemesini anlatıyor. Proust, Stendhal gibi büyük ustaların romanları kendi içinde, kendi yüzyılına hangi çelişkilerle bakmıştır? Evrensel eleştirinin bu önemli yapıtını dilimize ...
Detayı İncele"Her şeye cesareti olan ben, yanınıza gelmeye cüret edemedim. Cesaretim yoktu. Hayır, gülmeyin buna. Korku, arzuya ve aşktan daha fazlasına aittir. Korktum madam. Olduğum kişiyi açık edip sizi kaybetmekten korktum." Mireille Calmel, Sade’ın yaşadığı döneme, o dönemin kişilerine ve özellikle söylemine sadık kalarak, yani “büyük oranda gerçeklere sadık kalarak” kaleme aldığı bu güzel anlatıyla masumiyetin kaybedilişine, kutsal evlilik ahlakının sorgulanmasına girişiyor. Sade’ın Karısı, başından geçen ve onun ...
Detayı İncele